Çocuğunuz için en doğru okulu nasıl seçersiniz?
Hemen her yaştan çocuğun ve gencin zihinsel ve bedensel gelişimi, daha da önemlisi mutluluğu için okul seçimi büyük önem taşımaktadır. Hem anaokulu, ilköğretim ve ortaöğretim kademelerinde, hem de sınavlı girişe tabi olan lise ve üniversiteler konusunda seçim yapılmadan önce okul hakkında derinlemesine bilgi sahibi olmak gerekir. Özellikle anaokulu ve ilkokul seçimi konusunda çocuklar kendileri için en iyi olana karar vermek konusunda tecrübesiz olacaklarından bu önemli seçim ebeveynlere düşmektedir. Lise ve üniversite öğrenimi için ise en doğrusu ana babanın yol gösterici olduğu bir ortamda öğrencinin okul seçmek konusunda özgür bırakılmasıdır.
Okul seçilirken çevredeki başarı düzeyi yüksek okulların bir listesinin yapılması ilk adım olmalıdır. Ancak herhangi bir okulu değerlendirirken yalnızca akademik başarı durumunu kriter almak yetersiz bir yaklaşım olacağından listelenen okullarla tek tek görüşmeye gitmek gerekir. Bu görüşmelerde sorulacak birkaç temel soruyla okulun genel yapısı, eğitim yöntemleri, öğretim kadrosunun kalitesi ve öğrencilere sağlanan olanaklar konusunda fikir sahibi olunabilir. Eğer mümkünse okulun müdürü, müdür yardımcısı ya da okul sekreterinin yanı sıra çocuğunuzun dahil olacağı sınıfın öğretmenleriyle birebir görüşmek de doğru okul seçimi yapmak açısından size yol gösterebilir.
Bir okulun yapılan katkılar, ödenen aidatlar ya da farklı ödemeler karşılığı öğrencilere sunduğu hizmetler; onun kalitesini belirlemedeki en önemli faktörlerdendir. Bu nedenle okul seçerken söz konusu okulun servis, yemek, çeşitli sanat ve müzik atölyeleri, ders veya hobi kursları gibi hizmetleri sunup sunmadığı ve bu hizmetler için fazladan ne kadar katkı istediğini iyice araştırmak gerekir. Bu hizmetlerin kaliteleri hakkında okul aile birliğiyle ya da varsa tanıdığınız velilerle görüşmek de iyi sonuçlar verecektir.
Öğretmen kadrolarının seviyesi bir okulun kalitesini en az idari kadroların deneyim düzeyleri kadar etkilemektedir. Okul ne kadar kaliteli bir eğitim verirse versin baskıcı ve çocuk psikolojisine hakim olmayan öğretmenlere sahipse çocuğunuz belki derslerinde başarılı olabilecek, ancak mutsuzluk ve stres gibi sorunlarla karşılaşabilecektir. Elbette günümüzün rekabetçi eğitim sisteminde öğretmenlerin öğrencileri sıkı çalışmaya teşvik etmeleri başarı açısından son derece önemlidir. Ancak bu tarz yönlendirme ve teşvikler öğrencilerin henüz birer çocuk oldukları unutulmadan yapılmalıdır. Bu nedenle öğretmenlerin akademik yetkinliklerinin yanında pedagoji ve psikolojiye olan hakimiyetleri de okul seçimi noktasında önem arz etmektedir.
Günümüzde hemen her okulun müfredatında resim, müzik, ev ekonomisi ve beden eğitimi gibi sanata, spora ve el becerilerine yönelik dersler yer almaktadır. Bu dersler çocuğunuzun hem yeteneklerini keşfedip geliştirmesi, hem de diğer derslerinin arasında zihnini dinlendirip eğlenmesi için son derece gereklidirler. Bu nedenle herhangi bir okulla görüşülürken bu tarz derslerin ne şekilde işlendiği mutlaka sorulmalı ve mümkünse gözlemlenmelidir. Resim ya da beden eğitimi derslerinde öğrencilere test çözdürülmesi ya da serbest zaman verilmesi başlangıçta iyi bir şeymiş gibi görünse de çocuğunuzun fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişiminde kimi önemli noktaların eksik kalmasına neden olabilir.