Annenin çalışması bebeği olumsuz etkiler mi?
Kimi ailelerde hala kadının çalışması kabul gören bir durum değilken günümüzde Türkiye’nin ve dünyanın pek çok yerinde milyonlarca kadın hayatın müşterek olduğunun bilincinde olarak; ailelerine destek olmak, hayat standartlarını yükseltmek ve kendilerini gerçekleştirmek için çalışma yaşamına katılıyorlar. Anne olan kadınların hamilelik sürecinden sonra iş yaşamına dönmeleri özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde yeni sayılabilecek bir durum olduğundan çalışan anneler kimi zaman hem kendilerini suçlu ve yetersiz hissediyor, hem de çevrelerinden işlerini bırakmaları konusunda psikolojik baskı görebiliyorlar. Çalışan anne olmak kadınlar için yeterince zorken bir de çevrenin bu konuda yaptığı yorumları dinlemek kimi zaman çekilmez hale gelebiliyor ve anneler iş yaşamından uzaklaşıp kendilerini evlerine adamayı seçebiliyorlar.
Özellikle doğumdan sonraki ilk birkaç haftada annenin bebekle olan ilişkisi bebeğin zihinsel ve bedensel gelişimi açısından son derece önemli. Yeni doğanlar anneleriyle çevredeki başka kimseyle geliştiremeyecekleri kadar güçlü bir bağımlılık ve sevgi ilişkisi geliştiriyor ve bir süreliğine hayata yalnızca anneleri üzerinden bağlanıyorlar. Ancak bebek sosyal yaşamla tanışmaya ve anneye olan bağımlılık düzeyi giderek azalmaya başladığında annenin iş hayatına dönmemesi için hiçbir engel bulunmuyor. Bu ayrılık süreci çalışan anne ve bebek için bir parça sancılı geçse de çocuğun bakımı doğru ellere emanet edildiği takdirde birlikte geçirilen zamanın azalması anne bebek ilişkisi üzerinde sanıldığı kadar olumsuz etkilere neden olmuyor.
Annenin bebekle birlikte olduğu zamanların dolu dolu geçmesi, uzun olmasından çok daha önemli. Uzmanlar çalışan anneler için en önemli şeyin bebekle geçirilen belirli ve kısıtlı zamanları son dakikasına kadar doldurabilmek olduğunu söylüyorlar. Günde bir saat, hatta yarım saat anne ve bebeğin başka kimse olmadan yürüyüşe çıkmaları, uyumaları, yemek yemeleri ya da sadece birlikte bulunup birbirlerine bakmaları bile doğumdan sonra kurulan bağın sağlıklı bir biçimde sürdürülmesine olanak sağlıyor.
Annenin çalışmak istediği durumlarda bebeğiyle geçirdiği zamanın kalitesinin yanında evde bebekle birlikte kalan kişinin nitelikleri de bebek sağlığı ve gelişimi açısından son derece önemli. Bu nedenle en azından erken dönemde bebeğe bakacak kişinin daha önce kendi bebeğini yetiştirmiş bir akraba olması tavsiye ediliyor. Bebeklerini bakıcıya bırakmak zorunda olan annelerin ise son derece titiz ve seçici bir mülakat süreci yürütmeleri gerekiyor. Çünkü bir insanın bebek bakımı hakkında bilgi sahibi olması, hatta bu konuda lise veya üniversite düzeyinde eğitim almış olması bile bebek bakmaya uygun olduğu anlamına gelmiyor. Küçük bir bebeğe bakıcı tutmak için görüşülen adaylarda önce bebek ve çocuk sevgisinin, sabrın ve öfke kontrolünün ne düzeyde olduğunu anlamak gerekiyor. Doğru kişi bulunduğunda ve bebekle baş başa geçirilen zamanlar mükemmel hale getirildiğinde ise çalışan annelerin çocuklarının herhangi bir eksiklik duymaları ya da ruhsal bir sorun yaşamaları için neden kalmıyor.