Çocuklarda Sıklıkla Görülen 6 Kış Hastalığı
Bebekler ve küçük çocuklar soğuk kış aylarında hastalanmaya daha meyilli olurlar. Kreşler, okullar, AVM’ler gibi çok sayıda çocuğun bir arada bulunduğu ortamlar da bu hastalıkların yayılmasını kolaylaştırır. Çocuklarda kış hastalıkları kimi zaman evde dikkatli ve bilinçli bir bakımla tedavi edilebilir. Bazı hallerde ise durum çocuğun hastaneye yatırılmasını gerektirecek kadar ciddi olabilir. Ebeveynler hastalığın seyrini dikkatle takip etmeli ve kuşkulu durumlarda bir hastaneye başvurmalıdırlar. Yazımızın sonunda çocukların hastaneye götürülmesini gerektiren belirtileri de bulabilirsiniz.
1.Influenza (Grip)
Çocuklarda en çok görülen kış hastalığı olan grip çoğu zaman ateşle beraber seyreden hafif bir üst solunum yolu enfeksiyonu olarak görülür, fakat bazen çok ağır da geçebilir. Başlıca belirtileri yüksek ve kolayca düşmeyen ateş, boğaz ağrısı, öksürük, burun akıntısı, kas ve eklem ağrıları, gözlerde kızarıklık, karın ağrısı ve titremedir. Ayrıca mide bulantısına ve kusmaya, bazen de ishale yol açabilir. Bakteriyel bir enfeksiyon tespit edilmemişse grip tedavisi için antibiyotik kullanılmaz. Çoğu zaman, belirti ve bulguların ortaya çıkmasından sonraki 3 – 7 gün arasında düzelen bir hastalıktır. Kuluçka dönemi 1 ile 4 gün arasında değişir. Çocuğun durumuna ve yakınmalarına göre semptomatik ateş düşürücü, öksürük şurubu, antiviral ilaçlar verilebilir. Bol sıvı tüketmesine de dikkat etmek gerekir.
2.Soğuk Algınlığı (Nezle)
Virüslerin yol açtığı bir kış hastalığı olan soğuk algınlığı her yaş grubunu etkiliyor fakat çocuklar ve yaşlılar üzerindeki etkisi daha yoğun olabiliyor. Çocuklar, kış sezonu boyunca 7 – 8 kere bu hastalığa yakalanabiliyorlar. Bulaşıcı bir hastalık olduğu için kreşe ve okula giden çocuklarda daha sık görülüyor. Belirtileri kişiye bulaşmasından 3 gün sonra ortaya çıkan soğuk algınlığının bebeklerdeki ve büyük çocuklardaki belirtileri farklı oluyor. Nezle olan bebekler daha çok iştahsızlık, ateş, beslenmede güçlük, sık soluk alma ve soluk alırken zorluk çekme sıkıntılarını çekiyorlar. Büyük çocuklarda ise boğazda kaşıntı, burnun tıkanması – akması, kuru öksürük, hapşırma, baş ağrısı, yorgunluk, kas ağrıları, iştahsızlık ve hafif ateş görülüyor. Genellikle 1 hafta süren, bazen 2 haftaya kadar uzayabilen soğuk algınlığının rutin tedavisinde antibiyotik kullanılmıyor. Süreç boyunca çocuğun bol miktarda sıvı almasını, sağlıklı beslenmesini, dinlenmesini sağlamak ve bulunduğu ortamın ısısına dikkat etmek gerekiyor.
3.Bronşiolit
Kış ve ilkbahar mevsimlerinin ilk başlarında görülen iltihabi bir hastalıktır. Akciğerlerin küçük hava yollarının tıkanmasına yol açabilir. 2 yaşından küçük çocuklarda sıklıkla görülür. 1 yaşından küçük olan, kalabalık ortamlarda yaşayan ve sigara dumanına maruz kalan çocuklarda daha çok rastlanır. En önemli belirtisi solunum sıkıntısıdır. Genellikle hapşırma, burun akıntısı, iştah azalması ve ateşle başlar. Üçüncü günden sonra solunum daha sıkıntılı hale gelir, öksürük krizleri başlar. Çocuk soluk alırken akciğerlerinde zorlanma olur, nefesi hırıltılı, hışıltılı olabilir. Semptomlar hafifse gerekirse ateş düşürücü kullanılarak, yoğun bir şekilde burun temizliği yapılarak, çocuğun beslenmesine ve bol sıvı tüketmesine dikkat edilerek ev ortamında bakım yapılabilir. Hafif vakalarda belirtiler genellikle 1 ila 3 gün arasında gerilemeye başlar. Ciddi durumlarda ise birkaç saat içinde ilerleyip ağırlaşabilir.
Bazen bebek ciddi bir solunum sıkıntısı çeker, ateşi fazla yükselir ve meme emmede de güçlükler yaşar. Hastalığın gidişini dikkatle takip etmek ve gerekirse bir hastaneye başvurmak gerekir. Hastane ortamında bebeğin durumuna göre buhar tedavisi, antibiyotikle tedavi, ağır vakalarda solunum desteği gibi tedaviler uygulanır.
Bronşioit vakalarının yüzde yaklaşık 90’ında, hastanın ailesinde bir gribal enfeksiyon öyküsü olduğu görülür.
4.Zatürre (Pnömoni)
Bakteri ve virüslerin akciğerlerde enfeksiyona yol açması sonucunda oluşan bir hastalıktır. Türüne göre 1 ila 4 hafta boyunca devam edebilir. Başlıca belirtileri yüksek ateş, balgam, öksürük, göğüs ve karın bölgelerinde ağrı, nefeste hırıltı, soluk almakta güçlük çekme, halsizlik, dudakta uçuk ve çabuk yorulma olarak sıralanabilir. Tedavisi geciktiği takdirde özellikle 1 – 4 yaş arasındaki çocuklarda ölümle sonuçlanma riski vardır. Ateş, hırıltılı solunum, hızlı nefes alma, genel durumda bozulma, göğüs, sırt ya da karın ağrısı gibi belirtilerinin 3 günden sonra hala devam ediyor olması halinde zaman kaybetmeden doktora başvurmak gerekir. Zatürre belirtileri gösteren 2 aylıktan küçük bebekler hastane ortamında tedavi edilmelidir.
Zatürre olmaya en eğilimli çocuklar 0 – 1 yaş arasındaki bebeklerdir. 1 – 5 yaş arasındaki çocuklar da risk açısından ikinci sırada gelmektedir.
5.Sinüzit
10 günden fazla süreyle devam eden bir üst solunum yolu enfeksiyonu sinüsleri, yani burnun çevresindeki kemiklerin içinde bulunan hava boşluklarını da etkiler. Sinüzitte 10 – 15 gündür süren ve bazen hafif bir ateşle beraber seyreden bir üst solunum enfeksiyonuna eşlik eden sarı – yeşil renkli koyu burun akıntısı, öksürük, boğazda yanma hissi ve beraberinde geniz akıntısı, öksürük ve mide bulantısı – kusma şikayetleri görülür. 6 yaşından büyük çocuklarda baş ağrısı, halsizlik, göz çevresinde şişlikler ve göz altlarında morluklar gözlenir. Tedavisi genellikle 10 günle 2 hafta süresince devam eden bir antibiyotik tedavisi olarak uygulanır. Tedavi birkaç gün uygulandığında belirtilerde gerileme görülür. Hastalığın tekrarlamaması için tedaviyi doktorun tavsiye ettiği şekilde tamamlamak gerekir. Ayrıca akıntıyı kesen ilaçlar ve tuzlu su damlaları veya spreyler de yakınmaları azaltır.
6.Orta Kulak İltihabı
6 ay – 3 yaş arasındaki çocukların ilkbahar ve kış aylarında sıklıkla maruz kaldığı hastalıklardan biridir. Genellikle bir üst solunum yolu enfeksiyonuyla beraber görülür. Sebebi bazen burun veya boğaz boşluğuna yerleşen bakteriler veya virüslerin östaki kanalı yoluyla orta kulağa ulaşıp bölgeyi enfekte etmeleridir. Bazen de böyle bir enfeksiyon etkeni olmadan, östaki kanalının şişmesi, iltihaplanması ya da salgılarla tıkanması yüzünden oluşur. Bu durumlar orta kulakta sıvı toplanmasına yol açar. Başlıca belirtileri yatar pozisyonda daha çok hissedilen kulak ağrısı, uyuma zorluğu, denge kaybı, ateş, her zamankinden daha çok ağlama veya huzursuzlanma, iştahsızlık, kulak akıntısı, duymakta veya sesli uyaranları cevaplamakta güçlük çekmek ve baş ağrısı olarak sıralanabilir.
Orta kulak iltihabı hastanın yaşına ve belirtilerin şiddetine göre farklı şekillerde tedavi edilir. Doktorunuz ağrı kesici kullanımı, ağrıyan bölgeye ılık ve nemli bir bezle kompres yapılması, antibiyotik tedavisi gibi çözümler önerebilir. Tedaviye direnç gösteren bazı vakalarda kulak zarının delinmesi ve orta kulakta biriken sıvının boşaltılması gerekebilir.
Mutlaka Bir Doktora Başvurulmasını Gerektiren Durumlar
*Vücut ısınının bebeklerde 38, çocuklarda 40 derece olarak ölçülmesi
*Çocuğun yeterli miktarda sıvı alamaması – idrara çıkış sıklığının normalden az olması
*Midede bulantı – Kusma
*Normal dışı uyku hali
*Karın ağrısı
*Şiddetli baş ağrısı
*Kulak ağrısı
*Sıklıkla tekrar eden öksürük
*Nefes alıp verirken güçlük çekme – sık soluk alıp verme (Göğsün fark edilir derecede inip kalkması)
*Sürekli ağlama
*Dalgınlık, şuurda bulanıklık
*Dudak kenarlarının ve ellerin morarması
*Çocuğun iştahsızlaşması, günlük besin tüketiminin yarıya düşmesi
Çocukları Kış Hastalıklarından Korumak İçin Yapılması Gerekenler
*Ellerin temizlenmesine çok dikkat edilmeli ve çocuklar bu konuda eğitilmeli
*Bebekler mümkün olduğu kadar anne sütü ile beslenmeli
*Çocuklar sigara içilen ortamlardan uzak tutulmalı
*Okul öncesi sınıfların çok kalabalık olmaması sağlanmalı
*Çocukların kullandığı oyuncaklar ve diğer malzemeler sıklıkla dezenfekte edilmeli
*Kullanılıp atılan kağıt havlular tercih edilmeli
*Bilinçsiz antibiyotik kullanımından kaçınılmalı (Bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açar.)